Yeşil Terapi

İklim Değişikliği

İklim Değişimi

Latincede ‘toprağın ekilmesi’ anlamına gelen agricultura (tarım) sözcüğü; emek, bilgi ve beceriye dayalı insancıl bir üretim sürecini ifade eder. İnsanoğlu yüzyıllarca bu paradigmanın ışığında, doğaya onu istismar etmeden derin bir yükümlülük hissederek bağlanmıştır. Ancak bu paradigma modernizm ile birlikte âdeta ters yüz olmuştur. Günümüzde birçok alanda olduğu gibi doğa ve güzellikleri de ‘emtia’ olarak görülmektedir. Artık “uygar” insanlar olarak doğaya bakarken duygularımızı yitirmiş bir hâldeyiz, doğayı yaşamın kaynağı olarak değil, alınıp satılan bir “meta” olarak değerlendiriyoruz. İnsanoğlunun doğaya meydan okuma ve doğayı yenme çabası, doğanın yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmasına ve yeni bir «paradoksa» neden olmuştur. Bu paradoks, bir yandan büyük insan kitlelerini beslemek için doğadan alabileceğinin en fazlasını almak ve bu sebeple her türlü modern teknikleri kullanmak, diğer yandan bu tekniklere karşı direnemeyen doğanın yok olması sonucu insanlığın kendini besleyecek tek kaynağı kaybetme tehlikesidir. Bugün çevre sorunları artık küresel boyutta insanlığın en önemli sorunu hâline gelmiştir. BM Genel Sekreteri António Guterres, iklim krizini “yaşamlarımız için bir savaş” olarak nitelendirmiştir.

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programına (UNDP) göre, faydası ülkeler, insanlar ve nesiller (bugünkü ve gelecekteki) açısından büyük ölçüde evrensel olan malların “küresel kamusal mallar” dır. Bu tanımdan yola çıkarsak yeryüzünün en önemli küresel kamusal malları başta su, hava ve toprak olmak üzere11 tüm doğa olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Ancak aynı zamanda yaşam kaynağı da olan bu küresel kamusal mallara yönelik en acımasız tahribat, yokluğunda en büyük sıkıntıyı yaşayacak olan yine insanın eliyle gerçekleşmektedir. Bu tehlikeyi asırlar önce fark eden Peygamberimiz, Müslümanların şahsında insanlığın çayır, su ve ateş gibi doğal imkânları paylaşmak ve korumak zorunda olduklarını söylerken âdeta bu gerçeğe işaret etmiştir. Hubert Reeves’in ifadesi ile “adeta doğayla savaş hâlindeyiz. Eğer kazanırsak, kaybedeceğiz.”