Aşırı tüketim bir diğer adıyla israf modern zamanların bir hastalığı olarak neredeyse hayatın tüm alanlarını kapsamış durumdadır. İsraf; elde bulunan kaynak ve imkânların yersiz, ölçüsüz ve hesapsız kullanılmasıdır. Boş zamandan, enerji kaynaklarının gereksiz kullanımına, çöpe giden ekmeklerden, fazladan alınan eşyalara kadar yüzlerce davranış, israf ve tüketim girdabının ne kadar büyük olduğunu göstermektedir. 2015 yılında İstanbul’da yapılan G-20 Tarım Bakanları Toplantısının Nihai Bildirgesinde ‘Gıda değer zincirleri boyunca önemli ölçüde gıda israfı ve kayıpları yaşandığını ve bunun gıda güvenliği, beslenme, doğal kaynakların kullanımı ve çevre bakımından olumsuz sonuçlarını olduğu vurgulanmıştır. Yeryüzündeki birçok dinin ve öğretinin uygunsuz bir davranış olarak gördüğü israf, İslam dini tarafından da uygun bir davranış olarak görülmemiştir. A’raf Süresi 31. Ayetinde “Yiyiniz, içiniz, fakat israf etmeyiniz şüphesiz Allah, israf edenleri sevmez.” buyruğu ve Peygamberimizin “Akarsu kenarında abdest alacak olsan bile suyu israf etme” sözü bunu apaçık ortaya koymuştur. İslam’a göre ölçülü tüketim, hem nimete karşı saygı ve hem de nimetin asıl sahibine yönelik bir şükrün ifadesidir. John Locke: “Bir insan ihtiyacından fazla gıda satın alıyor ve bunun bir kısmının çöpe gitmesine aldırmıyorsa, bu durum başkalarının gıdasını çalmaktadır” der.Günümüzde israf konusunda gelinen noktayı gözler önüne sermesi bakımından, FAO’nun gıda kayıbı ve israflarının azaltılması için oluşturduğu küresel bir girişim olan ‘Save Food’ (Gıdayi Koru) organizasyonunun verileri oldukça çarpıcıdır:
Dünyada her yıl üretilen gıdanın üçte biri ya kaybedilmekte ya da israf edilmektedir. Diğer bir deyişle, her yıl 1,3 milyar tonluk yenilebilir ve iyi durumdaki gıda tüketiciye ulaşmamaktadır. Bu da kişi başına 100 kg gıdanın israfı anlamına gelmektedir.
Her yıl zengin ülkelerdeki tüketiciler, Sahra altı Afrika'nın (230 milyon ton) net gıda üretiminin neredeyse tamamı kadar (222 milyon ton) yiyecek israfı yapıyor.
Her yıl zengin ülkelerdeki tüketiciler, Sahra altı Afrika'nın (230 milyon ton) net gıda üretiminin neredeyse tamamı kadar (222 milyon ton) yiyecek israfı yapıyor.
Gıda kaybı ve atıkları ayrıca su, toprak, enerji, iş gücü ve sermaye gibi kaynakların büyük ölçüde dağılmasını ve gereksiz yere sera gazı emisyonları üreterek küresel ısınmaya ve iklim değişikliğine katkıda bulunur
Gıda kaybı ve israfının ekonomik maliyeti: 1 trilyon dolardır.
Gelişmekte olan ülkelerde kayıpların %40’ı hasat ve işleme düzeylerinde gerçekleşiyor.
Gelişmiş ülkelerde ise kaybın %40’ı perakende ve tüketici düzeyinde gerçekleşiyor.
Dünya genelinde, 1,4 milyar hektar alan (yani Çin’in yüzölçümünden daha büyük bir alan), ziyan olan ve hiç sofralara ulaşmayan gıdaların üretimi için kullanılıyor.
Dünya Gıda Programının çalışmasına göre, küresel bazda üretilen ancak hiç yenmeden çöpe atılan gıdalar, 2 milyar insana yetiyor ve bu rakam yetersiz beslenen kişi sayısının iki katından fazlasına denk geliyor.
Gıda kaybı ve israfı bir ülke olsaydı, sera gazı salınımının Amerika Birleşik Devletleri ve Çin’den sonra en büyük üçüncü kaynağı olurdu.
Maalesef ülkemizdeki israf verileride hiç iç açıcı değildir: • Türkiye’de bir yıl içinde 214 milyar liralık gıda israfı yapılmakta • Türkiye nüfusunun %8,6’sı hanelerinde ekmeği çöpe atmaktadır. Hanelerinde ekmek tasarrufu yapmayanlar haftada kişi başı 226 gr ekmeği çöpe atılmakta, • Buna göre; yıllık yaklaşık 940 bin ton/3.76 milyar adet ekmek israf edilmekte, • Türkiye’de en çok kayıp ve israf sebze ve meyvelerde olmakta, (Toplam %53), • Her 3 kişiden 1’i tazeliğini yitiren meyve ve sebzeleri çöpe atmakta, • Geri dönüşüm kavramını toplumun %30’unun duymadığı, • Toplumun %20’si ise (geri dönüşüm kavramını bilenlerin %31,6’sı) geri dönüşüm kavramını bildiği halde geri dönüşüm kutularını kullanmadığı saptanmıştır.
İsraf; ekosistemimizi, toplumumuzu ve ekonomimizi etkileyen kritik bir sorundur. Eğitimciler olarak israfı önlemek konusunda güçlü bir rolümüz vadır. Bu rolün bir gereği olarak israfla mücadelenin merkezine öğrencileri koymamız gerekir. Çünkü öğrenciler, gerçekleştirecekleri eylemler ile gelecekte dünyamızın ekosistemini şekillendireceklerdir. Pedagojik ilkeler çerçevesinde, israfının nedenleri ve sonuçları hakkında bilgi ve bilinç kazandırmak, hem günümüz hemde gelecek için pozitif bir kazanımdır.[1]TBMM’de 2018 yılında oluşturulan, “Gıda Bankacılığı Uygulamasının Araştırılması ve Yaygınlaştırılmasını İnceleme Alt
[1] FAO (Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Orgutu) ve IFWC (Uluslararası Gıda İsrafı Koalisyonu). 2023. İyilik Yap, Gıdayı Koru! Temel eğitim kurumlarında gıda israfının azaltılmasıyla ilgili eğitim seti. Yaș Grubu 1 (5-7 yaș). Ankara, Sabri Ülker Gıda Araştırmaları Enstitüsü Vakfı. Komisyon Raporu”nda, Ders müfredatı içerisine gıda israfın önlenmesine ve öğrencilerin sosyal sorumluluk bilincinin gelişmesine yönelik konuların dahil edilmelidir. Görüşüne yer verilmiştir.
Copyright © 2025